Marley, kariyerinin zirvesinde, acımasızlığıyla nam salmış bir avukat. Ancak bu kez, bir davayla karşı karşıya ki, bu yalnızca hukuki bir mücadele değil, aynı zamanda kalbine saplanan bir hançer: En yakın arkadaşı Fela'nın kocası acımasızca öldürülmüş ve Fela, tarifsiz bir acının içinde yapayalnız kalmıştır. Marley, dostluğunun ve adalet duygusunun ağır baskısı altında, gerçeği ortaya çıkarma sözü verir ve bu, şimdiye kadar üstlendiği en kişisel dava olacaktır.
Bu karmaşık ve tehlikeli yolda Marley'e, geçmişte gönül bağı kurduğu, şimdi ise özel dedektif olarak çalışan eski bir polis memuru eşlik eder. Birlikte, karanlık sırların perdesini aralamaya başlarlar. Ancak gerçekleri gün yüzüne çıkardıkça, kendilerini sadece bir cinayet soruşturmasının değil, aynı zamanda aldatmaca ve ihanet dolu bir labirentin içinde bulurlar. Her köşe başında yeni bir yalan, her ipucu yeni bir şüphe doğurur. Marley, gerçeğe ulaşmak için zekasını ve sezgilerini kullanırken, en yakınındakilere bile güvenmekte zorlanacaktır. Çünkü bu labirentin duvarları, tanıdık yüzlerin maskeleriyle örülüdür ve ihanet, en beklenmedik anda ortaya çıkabilir. Bu dava, Marley'nin hem profesyonel yeteneklerini hem de insanlık değerlerini sınayacak, onu karanlığın en derin dehlizlerine sürükleyecektir.
