Mel Gibson'ın yönetmen koltuğunda oturduğu "Tutku", sinema tarihine kazınmış, tartışmaları hala süren bir yapıt. Film, Hz. İsa'nın çarmıha gerilmeden önceki son, acı dolu 12 saatine odaklanıyor. Gibson, dindar kimliğiyle bu projeye adeta ruhunu katmış, uzun ve titiz bir araştırmanın ardından izleyiciyi o dönemin atmosferine adeta ışınlıyor. Kudüs'ün tozlu sokaklarında, ihanetin gölgesinde geçen bu son saatler, Latince ve Aramca diyaloglarla daha da gerçekçi bir hal alıyor.
"Tutku", alışılagelmiş İsa portrelerinden sıyrılarak, O'nun insani yönünü, çektiği acıyı ve ölüme karşı duyduğu korkuyu çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. İşkence sahnelerinin yoğunluğu ve gerçekçiliği, filmi hassas bünyeler için uygunsuz kılıyor. Ailece izlenecek bir yapım olmaktan ziyade, yetişkinlerin bireysel olarak değerlendirmesi gereken, sarsıcı bir deneyim sunuyor. Gibson'ın vizyonu, İsa'yı sadece bir ilah olarak değil, aynı zamanda acı çeken, umutları ve hayalleri olan bir insan olarak resmederek, Hristiyan inancına farklı bir perspektif getiriyor.