Daigo Kobayashi, hayatını adadığı çello sanatında umduğunu bulamayınca, orkestrasının dağılmasıyla sarsılır. Eşiyle birlikte, geçmişin izlerini taşıyan doğduğu kasabaya dönmek zorunda kalır. Şehir hayatının ışıltısından uzak bu yeni başlangıç, Daigo için belirsizliklerle doludur. Müzik dışında bir deneyimi olmayan Daigo, çaresizce iş ararken, gizemli bir ilanla karşılaşır: "Gidişler" adlı bir şirket, deneyim aramaksızın eleman arıyordur. Seyahat acentesi olduğunu düşünerek heyecanla başvurur.
Ancak Daigo'nun beklediği, turistik rotalar çizmek değil, hayatın en acımasız gerçeğiyle yüzleşmektir. "Gidişler", aslında Japon kültüründe derin bir saygıyla icra edilen "Nokanshi" geleneğinin bir parçasıdır; ölüleri, son yolculuklarına özenle hazırlama sanatıdır. Daigo, ilk başta bu durumdan dehşete düşse de, zamanla bu kutsal görevin inceliklerini öğrenmeye başlar. Ölüleri usulüne uygun bir şekilde tabutlarına yerleştirirken, her birinin arkasında yatan hayat hikayelerine tanık olur.
Daigo'nun bu beklenmedik mesleği, sadece iş hayatını değil, tüm varlığını derinden etkiler. Ölümle iç içe geçen günleri, hayata bakış açısını değiştirir, duygusal derinliğini artırır ve insan olmanın anlamını sorgulamasına neden olur. Başlangıçta yadırgadığı bu iş, Daigo'nun kendi iç yolculuğunda bir rehber haline gelirken, geçmişiyle de hesaplaşmasına yardımcı olacaktır.
