Edward Snowden, Amerikan hükümetinin gölgelerde ördüğü devasa bir ağın farkına varan genç bir bilgisayar dehasıydı. CIA ve NSA gibi kurumların, "ulusal güvenlik" kisvesi altında, sıradan vatandaşların en mahrem bilgilerine eriştiğini keşfettiğinde, vicdanı onu sessiz kalmaya zorlayamadı. E-postalardan sosyal medya hesaplarına, cep telefonu mesajlarından kredi kartı hareketlerine kadar, her şey hükümetin erişimindeydi. Hatta bilgisayar kameraları bile, farkında olmayan insanların hayatlarına gizlice birer pencere açıyordu.
Snowden, bu dehşet verici gerçeği Haziran 2013'te tüm dünyaya duyurarak bir anda dengeleri değiştirdi. Gizli kanunlarla meşrulaştırılan bu devasa gözetleme sistemi, milyonlarca insanın özel hayatını tehdit ediyordu. O an, Snowden için bir dönüm noktasıydı. Bazıları onu "Amerikan tarihinin gördüğü en büyük vatan haini" olarak yaftalarken, diğerleri onu bir kahraman, bir hakikat savaşçısı olarak görüyordu. Snowden'ın bu cesur adımı, sadece kendi hayatını değil, tüm dünyanın gizlilik ve özgürlük algısını derinden sarsan bir olaylar zincirini tetikleyecekti. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
