Mükemmel çimlerin, kusursuz gülümsemelerin ve sımsıcak ailelerin yaşadığı Harlow, dışarıdan bakıldığında adeta bir cennet köşesiydi. Ta ki on iki yaşındaki Justin Whitter gizemli bir şekilde ortadan kaybolana dek. Kasaba, bu ani kayboluşla sarsılırken, davanın başına atanan Dedektif Greg Harper için ise bu sadece bir soruşturma değil, adeta geçmişin karanlık dehlizlerinde bir yolculuk olacaktır.
Greg, Justin'i bulmak için ipuçlarını takip ederken, Harlow'un sırlarla dolu geçmişinde benzer bir olayın yaşandığını keşfeder. Yıllar önce yaşanan bu vaka, tozlu raflardan yeniden gün yüzüne çıkarken, Greg'in omuzlarındaki yük de katlanarak artar. Sadece kayıp bir çocuğun izini sürmekle kalmayıp, aynı zamanda geçmişin hayaletleriyle de mücadele etmek zorundadır. Üstelik, özel hayatındaki çalkantılar da bu zorlu süreci daha da karmaşık hale getirir. Karısının ihanetiyle sarsılan Greg, hem mesleki hem de kişisel sorunlarla boğuşmaktadır.
Soruşturma ilerledikçe, Harlow'da tuhaf ve açıklanamayan olaylar yaşanmaya başlar. Kasaba sakinleri tedirgin, gergin ve şüphelidir. Bu garip olaylar zinciri, sadece kasaba halkını değil, Greg'in kendi ailesini de tehdit etmeye başlar. Ancak Greg Harper, ne olursa olsun Justin'i bulmaya ve bu karmaşık olayı çözmeye kararlıdır. Önüne çıkan engeller, onu yıldırmak bir yana, sadece daha da hırslandırır. Gerçeğe ulaşmak için her şeyi göze almıştır.
