Londra Kulesi'nin soğuk taşları arasında yankılanan bir fısıltı, yüzyıllardır unutulmaya yüz tutmuş bir sırrı gün yüzüne çıkarır: İki küçük prensin kemikleri. Bu tüyler ürpertici keşif, inancıyla sınanan Rahip Isaac Crawgyll'ı, alışık olmadığı bir karanlığa sürükler. Artık kutsal metinlerin tesellisi yetersizdir; çünkü geçmişin hayaletleri, günümüzün duvarlarını aşmaya başlamıştır.
Crawgyll'ın tek umudu, zindanların derinliklerinde tutulan, yaşayanlarla ölüler arasında bir köprü kurabildiğine inanılan gizemli mahkûm Henry Pedrick'tir. Toplumun dışladığı bu iki adam, birbirlerine duydukları güvensizliğe rağmen, prenslerin ölümünün ardındaki karmaşık labirenti çözmek için işbirliği yapmak zorundadır.
Ancak bilmedikleri bir şey vardır: İntikam ateşiyle yanan prenslerin ruhları, Londra Kulesi'nin karanlık koridorlarında serbestçe dolaşmaktadır. Zindanlardaki mahkûmlar, tarifsiz bir dehşetle yüzleşirken, Crawgyll ve Pedrick, zamana karşı amansız bir yarışa girerler. Geçmişin sırları açığa çıktıkça, sadece prenslerin değil, kendi ruhlarının da tehlikede olduğunu fark edeceklerdir. Londra Kulesi'nin taş duvarları, artık sadece bir tarihi yapı değil, yaşayan bir kabusun sahnesi haline gelmiştir.