1984'ün neon ışıkları altında, genç ve hırslı bir programcı, edebiyat dünyasının karanlık dehlizlerinden fırlamış, unutulmaz bir romanı dijital dünyaya aktarmakla görevlendirilir. Satırlar arasında kayboldukça, eserin gerçeklikle olan bulanık ilişkisi, onun zihninde de yankılanmaya başlar. Kod satırları arasında, kendi varoluşunun sınırlarını sorgulayan bir labirente sürüklenir.
Oyunun her satırı, her pikseli, genç programcının aklını daha da karıştırır. Gerçek ve kurgu arasındaki çizgi silinir, sanal dünya, onun gerçekliğinden daha canlı hale gelir. Birden fazla sona sahip bu karmaşık hikaye, sadece oyuncuyu değil, yaratıcısını da kendi kaderini seçmeye zorlar. Acaba programcı, yarattığı dünyanın labirentlerinden çıkabilecek mi, yoksa o da romanın karanlık sırlarının bir parçası mı olacak? Bu, sadece bir oyun değil, aklın sınırlarını zorlayan, gerçekliğin doğasına meydan okuyan bir deneyimdir.