Boston'ın kavurucu sıcağıyla bunalan 1975 yazında, Jimmy, Dave ve Sean adındaki üç küçük çocuk, mahallede hokey sopalarıyla hayatın ritmini tutturmaya çalışırken, hayatları sonsuza dek değişecekti. Sözde "kamu malına zarar vermeyi önleme" bahanesiyle ortaya çıkan üniformalı figürler, Dave'i karanlık bir arabanın içine hapsederek, onun masumiyetine ve geleceğine acımasız bir darbe vuracaklardı. Yıllar hızla akıp geçti, o çocuklar büyüdü ve hayat onları farklı yönlere sürükledi. Dave, o travmatik olayın gölgesinde, ruhunda derin izler taşıyarak yetişkinliğe adım attı. Jimmy, geçmişin hayaletleriyle boğuşan, üç çocuk babası eski bir sabıkalı olarak yaşamını sürdürürken, Sean ise adaleti sağlamak için yemin etmiş, cinayet masasında görev yapan bir dedektif olmuştu.
Kaderin acımasız bir cilvesi, bu üç eski arkadaşı 25 yıl sonra bir araya getirecekti. Jimmy'nin 19 yaşındaki kızı Katie'nin vahşice öldürülmesi, Boston'ı yasa boğarken, şüphe okları hemen Dave'in üzerine çevrildi. Sean, geçmişin izlerini süren bir dedektif olarak bu karmaşık davanın derinliklerine indikçe, Katie'nin cinayeti, sadece bir kayıp değil, aynı zamanda yıllar önce yaşanan o karanlık yaz gününün de yankısıydı. Cinayet soruşturması ilerledikçe, geçmişin gölgeleri uzamaya başladı. Eski sırlar açığa çıkacak, suskunluk yeminleri bozulacak ve o lanetli 1975 yazına kadar uzanan bir gerçekler silsilesi gün yüzüne çıkacaktı. Üç arkadaşın hayatları, bir cinayet soruşturmasının labirentinde kesişirken, geçmişin travmaları, adaletin arayışı ve affetmenin imkansızlığı arasında sıkışıp kalacaklardı. Boston'ın sokakları, sadece Katie'nin değil, aynı zamanda kayıp bir masumiyetin ve hiç kapanmayacak yaraların da ağıtıyla yankılanacaktı.