Samantha, 17 yaşında, lise hayatının zirvesinde olduğunu düşünüyordu. Popüler arkadaşları, yakışıklı sevgilisi ve geleceğe dair parlak hayalleri vardı. Ta ki o lanetli güne kadar... Korkunç bir kaza, Samantha'nın hayatını tamamen değiştirdi. Ancak bu değişim, ölümle gelen bir son değil, sonsuz bir döngünün başlangıcıydı.
Her sabah aynı güne, o malum kazanın yaşandığı güne uyanıyordu. Başlangıçta şaşkınlık ve korkuyla baş etmeye çalışsa da, kısa sürede bu tuhaf durumun farkına vardı. Artık etrafındaki herkesin ne söyleyeceğini, ne yapacağını ezberlemişti. Ancak bu bilgi, onu bu döngüden kurtarmaya yetmiyordu. Ne kadar çabalasa, ne kadar farklı kararlar alsa da günün sonunda her şey başa dönüyordu.
Samantha, bu sonsuz tekrarın içinde sıkışıp kalırken, hayatının ve çevresindekilerin derinliklerine inme fırsatı buldu. Gerçek dostlukların ne anlama geldiğini, görünürdeki mükemmelliğin ardındaki kırılganlıkları ve aşkın karmaşık doğasını keşfetti. Acaba bu sonsuz döngü, ona hayatının anlamını bulması ve gerçek aşkı keşfetmesi için bir şans mıydı? Belki de tek bir gün, hayatı kökünden değiştirmek ve kaderi yeniden yazmak için yeterli olabilirdi. Samantha, bu tekrarlayan günlerin içinde, kendi gerçeğini ararken, izleyiciyi de hayatın anlamı üzerine düşündüren bir yolculuğa çıkarıyor.