Greg Gaines, lise koridorlarında bir hayalet gibi dolaşmaya, kalabalıkların arasında kaybolmaya ve sosyalleşme denilen karmaşık oyundan uzak durmaya yemin etmiş bir gençtir. Amacı basittir: Lise hayatını olabildiğince az dikkat çekerek, radara yakalanmadan tamamlamak. Ancak hayat, Greg'in planlarını alt üst etmeye kararlıdır. Annesi, onu bu konfor alanından çekip çıkarmak için bir görev üstlenir.
Annesinin beklenmedik müdahalesiyle Greg, kanserle mücadele eden sınıf arkadaşı Rachel ile arkadaşlık kurmaya zorlanır. Başlangıçta bu durum, Greg için katlanılması gereken bir angaryadan ibarettir. Rachel'a karşı duyduğu bir çeşit vicdan azabı ve annesinin ısrarcı baskısı altında, bu beklenmedik görevi kabul eder. Ancak zamanla, bu zoraki başlangıç, iki genç arasında derin ve beklenmedik bir bağın filizlenmesine yol açar. Greg ve Rachel, hayatın acımasız gerçekleriyle yüzleşirken, mizahın, samimiyetin ve paylaşılan anıların gücüyle birbirlerine tutunurlar. Bu sıra dışı dostluk, Greg'in kendi iç dünyasına bir yolculuk yapmasına ve hayata bakış açısını tamamen değiştirmesine neden olur. Beklenmedik bir şekilde gelişen bu ilişki, Greg'e yalnızlığın güvenli limanından çıkıp, gerçek bağlantılar kurmanın değerini öğretecektir.
