1945'te Nazilerin hırsı, dünyayı kanlı bir savaşa sürükledi ve insanlık nükleer bir felaketle karşı karşıya kaldı. Yeryüzü, radyasyonun acımasız kucağına terk edilirken, hayatta kalmayı başaran bir avuç insan, karanlık bir sırrı da beraberinde Ay'a kaçtı. Nazi ideolojisinin gölgesinde, Ay'ın karanlık yüzünde kurulan üs, yeni bir umut değil, çaresizliğin soğuk bir yansımasıydı. Zamanla, Ay'daki yaşam koşulları dayanılmaz bir hal alınca, hayatta kalanlar, efsanelerde fısıldanan, dünyanın merkezinde saklı bir şehre umut bağladı.
Ancak bu tehlikeli yolculuk, onları sadece bilinmeyene değil, aynı zamanda akıl almaz bir düşmanla da karşı karşıya getirecekti. Vril adıyla bilinen, şekil değiştirme yeteneğine sahip, sürüngenimsi bir ırk, yeraltı dünyasının derinliklerinde hüküm sürüyordu. Ve emrinde, tarih öncesinden kalma, dehşet saçan bir dinozor ordusu vardı. İnsanlığın son umudu, bu kadim ve acımasız güçle yüzleşmek, yok oluşun eşiğinden dönmek için amansız bir mücadeleye girmek zorundaydı. Dünya'nın kalbinde, insanlığın kaderi, dinozorların dişleri ve Vril'in hain planları arasında şekillenecekti.
