Amerika Birleşik Devletleri, tarihin en büyük tehdidiyle karşı karşıya: Ülkenin dört bir yanına gizlenmiş, patlamaya hazır üç atom bombası. Geriye sayım başlarken, kıyamet senaryosunu engellemek için umutsuz bir yarış başlar. FBI ajanı Helen Brody, hukuk ile ahlak arasında gidip gelen bir çizgide, terörist Yusuf'un izini sürmeye çalışır. Ancak bu karmaşık labirentte ona eşlik eden, alışılmadık yöntemleriyle tanınan, acımasız sorgu yargıcı "H" olur.
Yusuf, Amerikan vatandaşı olmasına rağmen radikal bir teröriste dönüşmüş, kameralar karşısına geçerek ülkeyi dehşete düşüren bir video yayınlar. FBI, alarma geçer ve Ajan Brody, bu tehdidin ciddiyetini kavramak için hemen harekete geçer. Ancak, Yusuf'un yakalanmasıyla birlikte, işler daha da karanlık bir hal alır. Zira Yusuf'un sırlarını sakladığı derin bir kuyu vardır ve onu konuşturmanın tek yolu, alışılmışın dışındaki yöntemlerdir.
İşte tam bu noktada, H devreye girer. Hukukun sınırlarını zorlayan, hatta aşan yöntemleriyle tanınan H, Yusuf'u konuşturmak için her şeyi yapmaya hazırdır. İyi polis-kötü polis taktiğiyle, Brody ve H, Yusuf'un zihnine girmeye çalışır. Ancak Yusuf, işkenceye dayanıklı, sessizliğini korumaya yemin etmiş biridir. Film, gerilim dolu sorgu sahneleriyle izleyiciyi koltuğuna çivilerken, aslında çok daha büyük bir oyunun parçası olduğunu da hissettirir. Beklenmedik sürprizlerle dolu bu hikaye, seyirciyi sürekli şaşırtarak finalde tam anlamıyla ters köşeye yatırır. Bu, sadece bir terörle mücadele hikayesi değil, aynı zamanda insan doğasının karanlık dehlizlerine yapılan bir yolculuktur.
