Yürek burkan bir göç hikayesi, kimlik arayışı ve hayatta kalma mücadelesi... Sovyetler Birliği'nin çöküşünün ardında bıraktığı enkaz, bir Ermeni ailesini köklerinden söküp atar. Yüzyıllardır yurt edindikleri topraklar artık yabancılaşmıştır; evleri, anıları, her şeyleri bir anda geçmişe gömülür. Sırtlarında taşıdıkları umut ve kaygıyla, yeni bir başlangıç arayışına koyulurlar. Bu yolculuk, sadece coğrafi bir yer değiştirme değil, aynı zamanda ailenin ruhunda derin izler bırakan, kuşaklar arası bağları sınayan ve onları yeniden tanımlayan bir içsel keşiftir. Birlikte, dağılan bir imparatorluğun gölgesinde, kendilerine ait bir yuva, bir topluluk, kısacası kaybettikleri aidiyet duygusunu yeniden inşa etmeye çalışırlar. Bu, sadece bir ailenin değil, bir halkın travmalarını ve yeniden doğuşunu anlatan, unutulmaz bir destandır.