Kuzey Denizi'nin hırçın dalgalarının dövdüğü, medeniyetten uzak bir adada, Kay'in hayatı ikinci bir şansın ağırlığıyla şekilleniyor. Ölümle burun buruna geldiği o korkunç an, onu bambaşka bir insana dönüştürmüş. Şimdi ise babasıyla birlikte, adanın ıssız coğrafyasının ortasında, doğanın sert kanunlarına karşı amansız bir mücadele veriyorlar. Ancak bu kez karşılaştıkları tehlike, fırtınaların öfkesi ya da açlığın pençesi değil. Adanın derinliklerinden yükselen, ölümcül bir avcı, baba-oğulun hayatta kalma yeteneklerini sonuna kadar sınayacak. Bu av, sadece fiziksel bir mücadele değil, aynı zamanda Kay'in geçmişiyle yüzleşmesine, içindeki karanlıkla hesaplaşmasına ve hayatta kalmak için ne kadar ileri gidebileceğini keşfetmesine neden olacak. Adanın sessizliği, avın yaklaşan fısıltılarıyla ürkütücü bir hal alırken, Kay ve babası için hayatta kalmak, sadece bir arzu değil, amansız bir zorunluluk haline geliyor.