2027. Gelecek, artık bir umut değil, tükenmekte olan bir kaynak. İnsanlık, doğurganlığın gizemli bir şekilde ortadan kayboluşunun karanlık gölgesinde yaşarken, son bebeğin doğumu üzerinden neredeyse iki on yıl geçmiştir. Bu açıklanamayan evrensel kısırlık, insanlığı her geçen gün daha da köşeye sıkıştırmakta, varoluşsal bir krizin eşiğine getirmektedir.
Çaresizliğin pençesinde, toplum ikiye bölünmüştür. Bir yanda, kaderlerine boyun eğenler, ayrılıkçılığın, kanunsuzluğun ve nihilist bir çöküşün girdabına kapılmışlardır. Umutsuzluk, yaşamın her köşesine sinmiş, insanları anlamsızlığın karanlığına sürüklemektedir. Diğer yanda ise, küresel bir dayanışma ruhuyla, yavaş yavaş azalan nüfusları için mücadele edenler vardır. Bu idealistler, insanlığın geleceği için savaşmakta, umudun son kıvılcımını korumaya çalışmaktadırlar. Dünya, unutulmuş bir mucizenin, yeni bir doğumun özlemiyle yanıp tutuşmaktadır.