Claudia, hayatın karmaşasından uzak, adeta camdan bir fanusun içinde büyümüş, henüz 16 yaşında bir genç kızdır. Annesinin kaybıyla sarsılan Claudia'nın dünyası, yasın koyu gölgesinde daha da karanlık bir hal alır. Ta ki, evlerinin bahçesinde, sanki bir sihirbazın şapkasından çıkar gibi aniden beliren Grace ile tanışana dek. Grace, Claudia'nın hayatına bir güneş gibi doğar, yokluğunda hissettiği tüm boşluğu doldurur. Bu iki genç kız, birbirlerinde aradıkları o derin bağı, koşulsuz sevgiyi ve içtenliği bulur. Aralarındaki bağ, gün geçtikçe güçlenir, yaz güneşi gibi içlerini ısıtan bir aşka dönüşür. Ancak bu masalsı yaz aşkı, yetişkinlerin dünyasının acımasızlığına toslar. Büyüklerin müdahalesiyle, Claudia ve Grace'in dünyası paramparça olur, aşkları beklenmedik ve trajik bir sona doğru sürüklenir. Bu ayrılık, Claudia için sadece bir yaz aşkının bitişi değil, aynı zamanda hayatın acı gerçekleriyle yüzleştiği bir dönemin başlangıcı olacaktır.