Renn, geçmişin gölgelerinde saklanarak geçirdiği yılların ardından, hayatın acımasız bir sınavıyla yüzleşmek zorunda kalır: Annesinin beklenmedik ölümü. Yıllardır ayak basmadığı topraklara, cenaze töreni için geri dönmek, sadece bir veda değil, aynı zamanda geçmişiyle yüzleşmek anlamına gelir. Bu zorlu yolculukta, esrarengiz bir şekilde hayatına giren Zoey, Renn için yeni gerçekliğinden kaçmanın cazip bir yolu olur. Ancak sığındığı bu geçici liman, onu bekleyen asıl fırtınayı ertelemekten başka bir işe yaramaz. Çocukluğunun izlerini taşıyan evine döndüğünde, Renn geçmişin canlı anılarıyla boğuşurken, bir yandan da sevgi dolu ama mesafeli kız kardeşi Leigh ile arasındaki buzları eritmek zorundadır. Annesinin ölümü, sadece bir kayıp değil, aynı zamanda Renn'in geçmişiyle hesaplaşması, ailesiyle yeniden bağ kurması ve nihayetinde kendini bulması için bir fırsat olacaktır. Bu zorlu süreç, Renn'i değiştirecek, olgunlaştıracak ve onu, geçmişin prangalarından kurtararak geleceğe daha umutla bakmasını sağlayacaktır.