1969 yazının yakıcı güneşi altında, Los Angeles'ın göz kamaştırıcı ışıltısı, karanlık bir gölgeyi saklıyordu. Ağustos ayının kanlı sayfalarına yazılan bir trajedi, sadece yedi masum insanın hayatını değil, bir neslin umutlarını da acımasızca söndürdü. Charles Manson'ın esrarengiz karizmasıyla etkisi altına aldığı takipçileri, akıl almaz bir vahşetle tarihe geçti. Peki, bu kanlı eylemin ardında yatan gerçek neydi? Manson cinayetleri, sıradan bir seri cinayet vakası mıydı, yoksa daha derin, daha karmaşık bir komplonun sadece bir parçası mıydı?
Zihin kontrolünün sınırlarının zorlandığı, CIA'in karanlık dehlizlerde yürüttüğü gizli deneylerin fısıltıları ve Hollywood'un ışıltılı cephesinin ardındaki karanlık sırlar... Manson cinayetleri, yıllar geçse de aydınlatılmayı bekleyen bir muamma olarak hafızalarda tazeliğini koruyor. Bu olay, sadece bir suç değil, aynı zamanda bir dönemin ruhunu, paranoyasını ve kırılganlığını yansıtan acı bir ayna. Gerçeğin peşine düşenler için, o lanetli yazın sırları hala çözülmeyi bekliyor; karanlığın derinliklerinde saklı kalan cevaplar, sabırla keşfedilmeyi bekleyen birer fısıltı gibi.